20 Ocak 2017 Cuma

23 SAYISININ GİZEMİ

23 sayısı iki filme konu olmuştur, birincisi 1998 yılında çekilen bir Alman filmi olan "23", diğeri de başrolünü Jim Carrey'nin oynadığı "23 Numara" adlı filmdir.

Russell Crowe'un başrolünü oynadığı,Nobel ödüllü yazar John Nash'i canlandırdığı "Akıl oyunları" adlı filmde, Profesör Nash de 23 sayısına takıntılıydı.Nash, toplam 23 bilimsel makale yayımlamıştı.

Antik Çin'de insanlar sayıların cinsiyetleri sembolize ettiğine inanırdı.Çift rakamlar kadınları, tek rakamlar da erkekleri temsil ederdi, asal sayı 23 ise en erkeksi sayıydı.

Teröristler, Amerika'ya 11 eylül 2001 tarihinde saldırdılar, rakamlar toplandığında 23 sayısı ortaya çıkıyor; 9+11+2+0+0+1=23.

Eski Ahit'e göre, Adem ile Havva'nın tam 23 kızı bulunuyor.

Her ebevyn, çocuğunun DNA'sına 23 kromozom verir.

Kanın tüm vücutta dolaşımını tamamlaması 23 saniye sürer.

İnsanlarda cinsiyeti belirleyen 23. kromozomdur.

Julius Caesar suikasti sırasına 23 kez bıçaklanmıştır.

William Shakespare 23 Nisan 1564'te doğmuştur.

William Shakespare 23 Nisan 1616 'da ölmüştür.

Tapınak şovalyeleri'nin 23 Büyük Üstadı vardır.

Micheal Jordan kariyeri boyunca hep 23 numarlı formayı giydi.

Eski Mısır kavimleri 23 Temmuzda başlar.

Mayalar dünyanın sonuna 23 Aralık 2012'de(20+1+2=23) geleceğine inanırlar.

Charles Darvin'in 1859 da yayınladığı kitabı "Türlerin Kökeni" de yaynlandığı yıl olan 1859 yani 1+8+5+9=23'e denk gelir.

Jim Carrey'nin yapım şirketinin adı JC23 Entertainment'tır.

Kurt Cobain 1967 doğumludur.1+9+6+7=23 Kurt Cobain 1994te ölmüştür.1+9+9+4=23.

Yazar William S. Burroughs’un keşfettiği bu muamma bazıları için iyiye işaret, diğerleri için ise bir felaket simgesi.
Hikaye şöyle devam ediyor… Burroughs, Fas’ın Tanca şehrindeyken İspanya’ya giden bir geminin kaptanı olan Clark’la tanışır. Bir gün Clark, Burroughs’a 23 yıldır kazasız gidip geldiğini anlatır. Ve o gün gemisi batar…
O gece Burroughs radyoda New York’tan Miami’ye giden 23 sefer sayılı uçağın düştüğünü duyar. Pilotun adı da geminin kaptanı gibi Clark’tır.

Eski kehanet yöntemi I Ching’deki 23′üncü altıgen "ayrılmak", telegraf şifresindeki 23 "hattı kes" anlamına geliyor.

İngiliz astrolog, yazar ve ressam Aleister Crowley 23 sayısının "ayrılık, neşe ve hayat" anlamına geldiğini söylemişti.

"Family Guy"ın bir bölümünde Peter’ın bahis kuponunda 23 sayısı yer alır.

"Lost"ta düşen uçağın kuyruk kısmından kurtulan yolcu sayısı 23 idi. Rose ve doktor Jack uçakta 23′üncü sırada oturuyorlardı. Filmin ana karakterlerinden Kate’i yakalayana 23 bin dolar ödül vardı. Ve dizide sıklıkla karşımıza çıkan şifrede 23 sayısı yer alır.

"Heroes" dizisindeki karakterlerden biri daima 23 numaralı otel odasında kalır.

Pi sayısının (3,14159) ilk altı basamağının toplamı 23′tür.

Olasılık teorisinde, doğum günü paradoksu şöyle geçer: Rastgele seçilmiş 23 kişi arasında, en azından iki kişinin doğum günlerinin aynı olma olasılığı yüzde 50′nin üzerindedir.

Kuran’ın indirilmesi 23 yıl sürdü.

Kuran'da 6236 ayet var. 6236'nın ortasındaki 2 rakam da 23'tür.

ÇOKLUKTAN 1 TANRIYA ULAŞMA MATEMATİĞİ

Eminim ben dindarım diyen bir çok kişi de gizliden gizliye tanrı, Allah var mıdır diye sorguluyordur, şüpheye düşüyordur. Beyin bu, boş durur mu ?

Tanrıya imanla değil de matematiksel olarak ulaşmak isteseydik nasıl bir yol izlerdik ?

Bir tanrı olduğunu kabul edelim, veya tanrı olmadan sistemin sonsuz olduğunu düşünelim. Öncelikle 1 tanrı olduğunu ve bunun da ötesinin olmadığını düşünelim ve buna matematiksel olarak yaklaşmaya çalışalım.
Öncelikle mevcut varlıkları model alalım ve insandan başlayalım.

İnsanda bulunan çok sayıda benzer hücre grubu 1 tane doku oluşturur. Benzer dokular bir araya gelerek 1 tane organ oluşturur. Benzer organlar bir araya gelerek 1 sistem oluşturur örneğin sindirim sistemi. Sistemler bir araya gelip 1 insan oluşturur.

Bu şekilde büyüte büyüte gidelim. İki insan 1 aile; kan bağı olan aileler 1 akraba topluluğu; böyle gidelim 1 mahalle, 1 ilçe, 1 şehir, 1 devlet....devam edelim 1 dünya olur. Benzer dünyalar 1 güneş sistemi; benzer güneş sistemleri 1 galaksi...en sonda 1 kainat çıkar.

Eğer kainatın ötesi de varsa kainatlar bir araya gelir 1 ... oluşturur.

Matematiksel denklemi kuralım ve sonsuza gittiğimizde denklemin gereği en sonda mutlaka 1 tane bir şey çıkacak. Belki en sonda bu denklem bitecek ve en tepede mutlak yaratan olacak. Veya başka olasılık, bu denklem hiç bitmeyecek ve hep sonsuza gidecek.

İster bu denklem sonlansın ve en sonda 1 tane mutlak güç olsun; isterse de denklem sonsuza kadar gitsin. Her iki durumda da sistem içinde mutlaka 1 tane üst yapı çıkıyor.

İlluminatinin 1 amerikan dolarının üzerinde yazan in god we trust (biz tanrıya inanıyoruz) ve Ayrıca 1 dolarda ONE yazar yani 1(tek). Acaba onlar tanrıyı buldu da diğerleri mi bulamadı ?


Adamlar tanrıyı sembolize bile etmişler. Alt yapılar piramitin alt basamakları, en sondaki 1 ise piramitin en tepesi olur. Bunu da 1 dolara koymuşlar. Fakat piramitin tepesine göz koyarak temsil etmişler. Acaba onların tanrı dediği varlık başka bir şey mi ?

Evet arkadaşlar siz ne dersiniz ? Fikirlerinizi bekliyorum. İster ateist olun; ister deist olun veya dindar olun, yorumlarınızı bekliyorum.

DÜNYA, AKIL SAHİBİ BİR VARLIK MIDIR ?

Bu soruya cevabı insandan başlayarak verelim. İnsan, küçükten büyüğe, hücre-doku-organ-sistemlerden oluşmaktadır. İnsana ulaşana kadar tüm bu bileşenler insandaki akıl gibi bir akla sahip değildir. Demek ki sistem büyüdükçe gelişmişliği artıyor ve akıl sahibi bir varlığa ulaşıyor. Hücreden insana ulaşınca akıllı bir varlığa ulaşılmış oluyor.

Dünya ise insanı da kapsıyor. Dünya: hücre-doku-organ-sistem-insan...gibi bir çok bileşenden oluşuyor. Demek ki insan da dünyanın bir alt basamağı. Peki, dünyanın bir alt basamağı olan insan akıl sahibi oluyor da neden insanı kapsayan, insandan daha gelişmiş olan dünya, akıl sahibi olmasın ?

Ben, dünyanın da düşünebilen akıllı bir varlık olduğu kanısındayım. Hatta güneşin, galaksinin, kainatın bile düşünebilen akıllı bir varlık olduğu kanısındayım. Belki kainat, çok daha üst seviye bir varlığın bileşenidir.

Siz ne dersiniz ? Dünya, aklı olan ve düşünebilen bir varlık mıdır ?

YAŞADIĞIMIZ HAYAT BİR RÜYA MI ?

3. seviye rüya yani rüya içinde rüya üzerine şahsi bir tecrübemi paylaşmak istiyorum. Bir keresinde uyurken bir rüya görüyordum, bu rüya bir kabustu. Bu rüyada yüksekten düşüp ölüp uyandım ve rahatladım, çünkü rüyadan gerçek dünyaya döndüğümü sanıyordum. Uyandığım yeni ortamda kötü adamlar beni öldürmek için kovalıyor ve bu ortam da kabusa dönmüştü, sonra farkettim ki bu da bir rüya. Bu rüyada da kötü adamlar beni öldürdüler ve uyandım. Ohh be, kurtuldum, ne kötü kabustu dedim. Yeni ortam da bir kabusa döndü ve burada da ölerek en son gerçek dünyaya uyandım ve bir şok içindeydim. Bir an uyku sersemliği ile en son uyandığım dünyanın da gerçek olup olmadığını bir süre algılayamadım ve şüpheye düştüm. Uykunun sersemliğini atınca artık rüyaların bittiğini anladım. Gördüğüm rüyalar o kadar gerçekçiydi ki hangisi rüya hangisi gerçek dünya iyice karıştırdım.
Siz de daha önce rüya içinde rüya gördünüz mü ? Deneyiminiz nasıldı ?

Ya bu yaşadığımız dünya da bir rüya ise ve ölünce uyanırsak ve uyandığımız dünya gerçek yaşam ise !! Veya ölünce uyandığımız ortam da bir çeşit rüya veya hayal ise bunu nasıl anlayabiliriz ve ispat ederiz ?

Bir hadiste şöyle söylenmiş: "İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar"

Daha sonra, yaşadığım bu deneyimi inception filminde buldum.
Inception filminde alt seviyede rüyalara iniliyordu; yani rüya içinde rüya.
Leonardo Di Caprio, uyandığı dünyanın gerçek olup olmadığını anlamak için, yanında bulundurduğu bir totem olan topaçı çeviriyor; topaç dönüp durursa uyandığı yeri gerçek dünya olarak algılıyordu; topaç durmaz da sürekli dönerse, bulunduğu yer rüyaydı.
Filmin son sahnelerinde Leonardo di Caprio en son gerçek dünyaya uyandığını sanıyordu fakat elindeki topaç şeklindeki totem hiç durmuyordu. Burada filmin verdiği esas mesaj şuydu; gerçek dünya sandığınız hayat da bir rüya, bir hayal.

Daha önce rüya içinde rüya gördünüz mü ?

Allah'tan başka yaratanlar. Ezoterik yaklaşım

Ezoterizmde islama ters düşen yaratıcı kavramı var. İslamda bilinenin aksine, ezoterizm, Kuran'a da dayanarak bazı iddialar ortaya atar. Bunlardan ilki, birden fazla yaratıcı var. Buna delil olarak Müminun 14. ayetini öne sürerler. Müminun 14: "......Yaratanların en güzeli olan Allah’ın şânı ne yücedir!" Burada yaratanlar diyor yani çoğul kullanılmış. Demek ki birden fazla yani çok sayıda yaratan var. Sonra da bu yaratanların içinde en güzeli, iyisi Allah'tır diyor. 

Aklımıza gelen soru şu; acaba diğer yaratanlar alt rütbeli yaratanlar mı ?

Ezoterizmde O, Allah ve biz kavramları da geçer ve bunların ayrı olduğu iddia edilir. Buna delil olarak şu ayeti öne sürerler: Ali İmran 18: "Allah, melekler ve ilim sahipleri, O'ndan başka ilâh olmadığına adaletle şâhitlik ettiler. O’ndan başka ilâh yoktur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir." Yani derler ki, Allah da O'na şahitlik ediyor. Ezoterizmde en tepedeki kadiri mutlak O ve Allah ayrı tutulur. İslamda ise bu ayetle ilgili, Allah kendine şahitlik ediyor denir ve burada ezoterizmden fikir olarak ayrılmış olur.

Bazı ayetlerde biz yarattık kavramı da geçer. Demek ki biz diye kastedilen bir gruba da yaratma kabiliyeti verilmiş. Ezoterizmde buna üst kurul veya melekut kurulu denir. Bunlar islamdan farklı fikirler.

Sonuçta kafa karıştıran bir çok şey var. Siz hangisine inanıyorsunuz ?

İLLUMİNATİ İTİRAFI

Bir mason ve general olan, Amerika'da doğmuş; 1809-1891 yılları arasında yaşamış olan Albert Pike'ın 1871'de Giuseppe Mazzini'ye yazmış olduğu mektupta dünyayı nasıl tasarladıkları, gelecekte olan olayların aynen planladıkları gibi gerçekleştiği ve gerçekleşeceği görülüyor.

Mektuba göre günümüzde şu andan itibaren dinlerin düşüşe geçip yok olacağı görülüyor veya planlanmış. Ve dinler yok olduktan sonra plana göre Lucifer doktrinleri hakim olacak. Adamın mektupta olacak dedikleri her şey hayret verircesine gerçekleşmiş. Acaba günümüz ve sonrası için planladıkları da aynen gerçekleşecek mi ?

İşte o mektup:

"İlluminati'nin amacına ulaşması için öncelikle bir dünya savaşı çıkarmalıyız.
Bu sebeple Rusya'da Çar'ı(Çarlığı) zayıflatıp, ateizmi ve Komünizmi hakim kılmalıyız.
Ajanlarımız vasıtasıyla Britanya İmparatorluğu ve Alman İmparatorluğu arasında gerginliği körükleyerek savaşa zemin hazırlamalıyız.

Ve I. Dünya Savaşı sonrası, Komünist düzeni iyice inşa etmeliyiz ki, tüm hükûmetleri yıkabilelim ve tüm dini düzenleri zayıflatabilelim.

Ardından II. Dünya Savaşı'nı çıkarmalıyız ve bunu gerçekleştirmemiz için; Faşistler ve Siyonistler arasında savaşla sonuçlanacak bir gerginlik oluşturmalıyız.

İsimleri Nazi olacak olan Faşistleri, savaş sonunda yok etmeli ve savaş sonrası Filistin'de İsrail devletini kurmalıyız.

İkinci Dünya Savaşı sürecinde Uluslararası Komünizm mutlaka Hristiyanlığı dengeleyecek bir güce ulaştırılmalı.

Toplumlara ölçülü bir şekilde Son Çöküşü yaşatacağımız zamana kadar bu denge bizim için gereklidir.
Üçüncü Dünya Savaşı'nı çıkarmamız için; İslam Aleminin liderleri ve Siyonistler arasında ajanlarımız vasıtasıyla, ayrı düştükleri konular üzerinden gerginlik çıkarmalıyız.

Ve bu savaş, Müslüman Arap Dünyası ve İsrail Devleti'nin birbirlerini yok edecekleri şekilde dizayn edilmeli.
Ve bu hengame içinde diğer milletleri bu konuda, fiziksel, ahlaki, ruhsal ve ekonomik olarak çökmeleri için mücadeleye zorlamalıyız.

Nihilistlerin ve Ateistlerin önlerini açmalıyız ve müthiş bir sosyal çöküş provoke etmeliyiz ki böylece bu kanlı kargaşa ve vahşetin doğurduğu korku içinde mutlak ateizm etkisi ortaya çıksın.
Ve insanlar her yerde vahşi devrimci azınlığa karşı kendilerini savunmak zorunda kalacak.
Daha sonra İnsanlık Medeniyeti, bu vahşi yok edicileri imha edecek.
Ve birçok kişi Hristiyanlık'ta hayal kırıklığı yaşayacak.
Ve kimileri hayatta herhangi bir pusulası veya istikameti olmaksızın Deizm'i seçecek.
Ama bir düşünceden ötürü endişe duyacaklar.
Bu endişelerinin sebebi; nereye itaat edecekleri, neye yönelecekleri konusu.
Ve sonunda evrensel bildiriler, evrensel kurallar, mesajlar yoluyla Lucifer'ın Saf Doktrininin ışığını almaya başlayacaklar.
Ve bu doktrin, sonunda tüm insanlık içinde Genel Dünya Görüşü haline gelecek ve ona teslimiyet içinde olacaklar.
Hristiyanlık ve ateizmin fethedilmesi ve aynı zamanda yok edilmesinden sonra ortaya çıkacak olan bu Genel Dünya Görüşü, dünya genelinde Muhafazakar hareketlere de sebep olacaktır."

CANI SIKILAN TANRILAR. HAYAT İLLÜZYON MU ?

Bu hayat, başkalarının yarattığı bir illüzyon mu ?

Sonsuz yaşama sahip hayal bile edemeyeceğimiz kadar teknolojiye sahip akıllı canlılar düşünün. Akıllarına ne geliyorsa yapmışlar ve sıkıntıdan patlıyorlar. Evren diye bir yer yaratıyorlar ve içinde de dünya. Enerji formuna bürünüp, seçtikleri insanları play station oynar gibi yönetiyorlar veya peygamber, Elvis Presley gibi şöhretli insanlar yaratıyorlar ve onların bedenlerine enkarne olarak şöhretli bir yaşama sahip oluyorlar. Bu şöhretli insan ölünce hooop başka bir şöhretli insan yaratıp yeni oyuncaklarına sahip oluyorlar ve hiç canları sıkılmıyor.

Ama bu yarattıkları oyuncakların yaşadığı dünyanın acı çekmesi de umurlarında değil. Savaşlar, açlık, hastalıklar; hayvanların çatır çatır birbirini yemesi falan...

HUZUR İSLAM'DA MI ? HUZUR İSYANDA

Yaşadığımız bu dünya, kainat denilen sistemin yaratıcısı veya yaratıcıları sürekli şükretmemizden ve sabretmemizden bahsederler. Bunu gerek dinlerde gerekse bu yaratıcıların kukla olarak kullandıkları, dünyayı yöneten gizli örgütlerin amaçlarında açıkça görürüz.

İslamda Allah, Kuran ayetlerinde sürekli şöyle der; şükredin, sabredin nasıl olsa öldükten sonra sonsuz yaşamda mutlu olacaksınız..., yerseniz.

Biz insanlar yumurtaları için tavukları çiftliklerde yetiştiririz. Yumurtaları için tavukları sömürürüz ve köle olarak onları kullanırız. Zavallı tavuklar gün ışığı bile görmeden sürekli yumurta verirler; yumurta verimlilik süresi bitenler de kesimhaneye giderler ve kesilirler. Bu ölen tavukları öldükten sonra ne cennet beklemektedir ne de sonsuz mutlu bir yaşam. Aynı şekilde bizim yaratıcılarımız da bizi, henüz bilmediğimiz ve yaydığımız bir enerji kaynağı olarak köle olarak kullanmaktadır. 

Matrix filminde Neo ve kainatın ulu mimarı arasındaki diyalogda da bu geçmektedir. Biz olmasak ne yaparsınız diye soran Neo'ya, yaratıcı, sizin yerinize başka canlıları enerji kaynağı olarak kullanabiliriz diyordu. Aynı şey Kuran'da da geçmektedir; sizleri yok ederiz ve yerinize yenilerini getiririz diye. Sizleri ölümden sonra o bizim yetiştirdiğimiz tavuklar gibi kara toprak beklemektedir. Evet, sizler tavuktan farkı olmayan kölelersiniz ve enerji kaynağı olarak kullanılıyorsunuz ve öldükten sonra da yok olacaksınız. 

Sistemi bozmayasınız ve isyan etmeyesiniz diye sürekli ölüm sonrası yaşam telkiniyle uyutuluyorsunuz. Bu telkini verenler de bazı aracı insanlar. Onlara da bazı halüsinasyonlar gördürülerek veya sistem tarafından kullanılan sözde cinler şeytanlar tarafından verilen mesajları size iletiyorlar. Bu mesajlar da hep ölüm sonrası güzel ve mutlu yaşamdan bahsediyorlar; bunlara asla inanmayın. 

Yaşarken kullanılacaksınız ve ölünce sistemin size ihtiyacı kalmayacak, yok olacaksınız. Evanjelistleri her ne kadar sevmesem de onların kullandığı bir kavram var, o da tanrıyı kıyamete zorlamak. Yani bu pislik sömürü ve kölelik düzeninin yıkılması, yok edilmesi gerek. Bizi enerji kaynağı olarak kullanan yaratıcılarımız veya yaratıcımızı bu sistemi sonlandırması için zorlamamız gerek. Sizi sömüren ve köle olarak kullanan yaratıcılara, yaratıcıya ve sisteme karşı çıkın, isyan edin. Huzur isyanda !!!

ŞEYTAN: TANRININ ALLAH'IN KÖTÜLÜK PALAVRASI

Sistemi yaratan tanrı veya tanrılar dengeyi sağlamak için dualite prensibini kullanır. Siyah-beyaz, artı-eksi, soğuk-sıcak, iyilik-kötülük. 1 ve 0'lardan oluşan bilgisayar programı gibi.

İyiliği dengeleyen kötülüğü de acımasızca kullanır tanrı. Kötülük; savaşın, açlığın, hastalığın kol gezmesini sağlayan demir yumruktur.

Kötülüğü kullanan tanrı, insanların O'nu bu kötülüklerin varlığı dolayısıyla suçlayacağını mutlaka biliyordu. Kötülüklerden dolayı insanların onu suçlamasından nasıl kurtulurdu ? Çözüm çok basit. Vallahi ben bu kötülükleri yapmadım. O hayırsız uğursuz şeytan var ya, bütün kötülükler ondan kaynaklanıyor; benim hiç suçum yok; ben çok iyi biriyim, merhametliyim. Beni suçlamayın, şeytanı suçlayın. Tabi ortalıkta şeytan meytan diye bir şey yok; bütün numaraları ortaya koyan O'dur veya Allah'tır. Bütün bu konuyu detaylıca Kuran'daki ayetlerde bulabilirsiniz.

Suçu şeytana at, paçayı sıyır. 

Evet tanrı, evet sen; bu kötülüklerinden bıktık artık, bu sisteminden nefret ediyoruz. Ve bu kötülüğün kol gezdiği sistemin yıkılması için elimizden geleni yapmalıyız; yani tanrıyı kıyamete zorlamalıyız.

FİLOZOF EPİKÜR'ÜN TANRIYI ALLAH'I SORGULAMASI

Tanrı kötülüğü/şeytanı engellemek istiyor ama yapamıyorsa, o halde tanrı her şeye gücü yeten değildir.
Tanrının her şeye gücü yetiyor da, kötülüğü/şeytanı engellemiyorsa, o halde tanrı da kötüdür.

Tanrının hem her şeye gücü yetiyor hem de kötülüğü/şeytanı engellediğini düşünüyorsanız, o halde dünyada neden kötülük/şeytanlık kol geziyor ?

Tanrının hem her şeye gücü yetmiyor, hem de kötülüğü/şeytanı engelleyemiyorsa, o halde ona neden tanrı diyorsunuz ? Ateistlerin de Epikür'ün bu açıklamasını iyice sorgulaması gerekir. Aynı şekilde müslümanların ve dindarların da sorgulaması gerekir.

Size göre tanrı yukarıdakilerin hangisine uymaktadır ? Başka düşünceniz varsa paylaşınız.

O denilen yaratıcı kimdir ?

Bildiğiniz üzere çeşitli dinlerde çeşitli tanrılar vardır ve hatta bu tanrılar güçlerine göre birbirlerine üstünlük sağlamışlardır. Düşük rütbeli tanrı, büyük rütbeli tanrı.
Örneğin hinduizmde Brahma, Vishnu, Shiva ve daha düşük rütbeliler.

İslama gelindiğinde ise büyük patron, "O" denilen varlık mıdır ? "O", kimdir ? Ali İmran 18: "Allah, melekler ve ilim sahipleri, O'ndan başka ilâh olmadığına adaletle şâhitlik ettiler. O’ndan başka ilâh yoktur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir"

Allah bile "O" denilen varlığa şahitlik ediyor ve O'ndan başka ilah yoktur diyor. Allah, şirketin genel müdürü, O ise patron mudur ?

O deniliyor ama bir ismi yok. İsmi var da ismini söylemeye bile çekinilecek kadar büyük bir patron mudur ?

Evet, tanrılar savaşıyor, en büyük kim ? Bu konuda fikirleriniz nedir ?


İslamda tek tanrı inancı sarsılıyor

Bildiğiniz gibi bir çok dinde bir çok tanrı vardır. Denizlerin yaratıcı tanrısı, göklerin yaratıcı tanrısı gibi.
Örneğin hinduizmde Şiva, Vişnu, Brahma.

Peki islamda gerçekten de 1 tanrı mı var ? Müslümanlar tek tanrı olduğunu iddia ediyorlar ama gerçek hiç de öyle değil.

Muminun 14: “.....Yaratanların en güzeli olan Allah’ın şânı ne yücedir!”

Gördüğünüz gibi muminun 14’te yaratanların en güzeli Allah diyor. Yaratanlar sözcüğü çoğul olarak kullanılmış. Demek ki başka yaratanlar da var. Başka yaratanların içinde de Allah en iyisidir deniyor. Allah bile diğer yaratanları kabul ettiğine göre, müslümanlar başka yaratanları neden kabul etmiyor ?

Peki başka yaratanlar da varsa bunlar kim ? Kuran, başka yaratıcılar olduğunu söylüyor ama onların ismini, görevlerini hiç söylemiyor.

Her din, kendi yaratıcısının/yaratıcılarının en iyisi, en büyüğü olduğunu iddia ediyor.
Siz ne düşünüyorsunuz ? Başka yaratanlar kimlerdir ve bu yaratanlar içinde bir mücadele mi var ?