26 Nisan 2015 Pazar

İlluminati kartları Japonya depremi: Kader mi ?

İlluminati kartları ilk defa 1982 yılında satışa sunuldu. İlk başta oyun kartı gibi görünse de, kartların üzerinde açıklanan olaylar gelecekte aynen gerçekleşmiştir. 

Bu da akıllara şu soruyu getiriyor, kader gerçek mi ? Yani nasıl oluyor da geçmişte basılmış illuminati kartlarının üzerindeki olaylar bire bir gelecekte gerçekleşiyor ?

İlluminati kartları esasında kehanet kartları mıdır ? Evet, bu kartlar esasında oyun değil, gizliden bir yerlere gelecekle ilgili olacak önemli olayların mesajını taşıyan kehanetlerdir.

Steve Jackson tarafından tasarlanan ve diğer kişilerden oluşan ekip tarafından görselleştirilen bu kartlarda bulunan kader veya kehaneti nasıl elde etmişlerdir ? Bu olaylar kendilerine hangi güç tarafından açıklanmıştır ? Bence bu olaylar kendilerine metafiziki varlıklar tarafından bildirilmiş, onlar da uygulamışlar. Bu kartların tasarlanması ve içindeki olayların gelecekte gerçekleşmesi birer tesadüf değil, tam tersine bir plandır.

Çok sayıda illuminati kartı olmasına karşın, örnek olarak 11 mart 2011'de Japonya'da gerçekleşmiş 9 şiddetindeki depremi açıklayan, 1995 yılında basılmış olan illuminati kartını inceleyelim. Örnek olarak özellikle Japonya depremini anlatan kartı seçmemim nedeni, o tarihte Japonya'da bulunmamdır. Her ne kadar deprem merkezine yüzlerce km uzakta olsam da, bu kadar büyük şiddetli depremi bulunduğum binadan hissettim:
Yukarıdaki resimde solda kart, sağda ise kartta resmi bulunan saat kulesi var. Bu saat kulesi Japonya'da bulunmakta. Kartta şu açıklanmakta:

Kart başlığı kombine felaket. Bileceğiniz üzere, deprem anında oluşan dev dalgalar Fukushima'da bulunan nükleer reaktörün açıklarında bulunan dalgakıranları aşarak reaktöre zarar vermiş; reaktörden nükleer sızıntı olmuştu. Çifte felaket; yani hem deprem hem de nükleer sızıntı.

Kart üzerindeki resimde bir deprem anı gösterilmiş ve resimde bulunan, Japonya'dakine çok benzeyen saat kulesi ile depremin nerede olacağının şifresi verilmiş.

Kartın altında yazan açıklamayı özetleyeyim: Aynı yerde çifte felaket yapabilirsiniz. Esas olarak bir felaket seçin, diğeri de takip etsin. Diğer felaketin de gücünü ekleyin.

Size önerim, internetten illuminati kartlarını daha detaylı araştırmanız. Birileri veya bazı varlıklar, resmen bu kartları basan ve yayınlayanların eliyle kader planında bulunan bazı önemli olayları bir oyun kartı adı altında gizliden açıklamış gibi görünüyor.

http://kurtaricisizsiniz.blogspot.com'daki yazıları hemen bu satırların altındaki kareler içindeki M, t, f harfleriyle gösterilmiş küçük kutucuklara ve zarf sembolüne tıklayarak  e-mail, facebook ve twitter ile serbestçe paylaşabilirsiniz.   

23 Nisan 2015 Perşembe

Ölüm anında karanlık tünel görülmesi

Ölüm anında karanlık tünel görülmesi deneyimini, ölümü yaşayıp ve ölümün ucundan dönenler ifade etmekte. Bu karanlık tünel deneyimini bir çok kişi ifade etmiştir.
Çeşitli şekillerde örnekleri olan; kalbi duran sonra tekrar kalbi çalışmaya başlayan, komaya giren ve tekrar hayata dönen ve benzeri deneyimlerde kişiler ölüm deneyimi sırasında karanlık tünel içinde kendilerini bulmuşlardır.

Bu deneyimi yaşayan insanların tek tip gruba üye olmadıkları; yani hem ateist hem de dindar olabildikleri tespit edilmiş.

Ben size tanıdığım 2 kişiden örnek vereceğim. Bu 2 kişi ölüm deneyimi yaşayıp tekrar dünyaya dönmüşler.

Bu 2 tanıdığımdan birisi trafik kazası geçirerek 1 hafta komada kalmış. Komadan kurtularak tekrar hayata dönmüş. Koma sırasından aklında kalan şey, karanlık bir tünele girmiş olması. Bu bahsettiğim kişi Allah inancı olan birisi.

Diğer kişi ise bir eyleme katılmış, insan grubunun paniği esnasında insan grubu ile duvar arasında sıkışmış; aynı zamanda boğazına da kalın bir cisim dayanmış. Tam bilincini yitirecekken kendini karanlık bir tünelin içinde bulmuş. Panikleyen insan grubu yön değiştirince sıkışmaktan kurtulmuş ve sonra bilinci tekrar gelmiş. Bu bahsettiğim kişi ise ateist.

http://kurtaricisizsiniz.blogspot.com'daki yazıları hemen bu satırların altındaki kareler içindeki M, t, f harfleriyle gösterilmiş küçük kutucuklara ve zarf sembolüne tıklayarak  e-mail, facebook ve twitter ile serbestçe paylaşabilirsiniz.  

11 Nisan 2015 Cumartesi

Osmanlı hanedanı, halkı cahil bıraktı. Osmanlıda okur yazar oranı

Osmanlı'nın sonunda okur yazar oranı %2.5 !! 600 yıldır halkın ancak %2.5'ine okuma yazma öğretmişler. 1923'den günümüze 92 yıl içinde okuma yazma oranı %93.

Osmanlı 600 yılda %2.5 okuma yazma öğretmiş; Türkiye Cumhuriyeti ise 92 yılda %93 ! Rezalete bakın.

Osmanlının son zamanında nüfus yaklaşık 16 milyon. Eğer Osmanlı hanedanı her yıl sadece ve sadece 27 bin kişiye okuma yazma öğretseydi 600 yılda yaklaşık 16 milyon kişi yani % 100 okur yazar olurdu !!

Osmanlı bilerek halkı cahil bıraktı. Çünkü sadece savaşlarda ve çiftçi olarak kendi çıkarı için müslüman halkı köle gibi sömürmüştür.

Osmanlı, halkı köleleştirdi. Batı gelişip de Osmanlıya kafa tutunca, Osmanlı hanedanı topukları yağladı; yurt dışına, yani batılı ülkelere kaçtı; halkı işgalin kucağına attı.

Osmanlıyı size yalan yanlış anlatmışlar, doğru kaynaklardan doğru bilgiye ulaşınız.

http://kurtaricisizsiniz.blogspot.com'daki yazıları hemen bu satırların altındaki kareler içindeki M, t, f harfleriyle gösterilmiş küçük kutucuklara ve zarf sembolüne tıklayarak  e-mail, facebook ve twitter ile serbestçe paylaşabilirsiniz.